CKarakilic.com
Current View

Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım

Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 0 Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım A Celâleddin Karakılıç 2008 Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 1 Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım Bi'smi'llâhi'r -Rahmâni'r -Rahîm 1954 yılında A Ü İlâhiyat Fakültesi'nden me'zûn olduktan sonra Trabzon İmâm -Hatip Okulu Meslek Dersleri öğretmeni olarak atandım Aynı yıl sonunda askere gitdim Askerlik görevimi yaptıkdan sonra 1956 yılı Mayıs ayında Kayseri İmâm -Hatip Okulu Mesle k Dersleri öğretmeni olarak göreve başladım 1958 yılında merhum hacam Prof Dr M Tayyib Okiç ile görüşerek "İlm -i kırâet" konusunda doktora yapmayı düşündüğümü söyledim O da memnun olarak bir takım kitap isimleri yazdırıp gerekli çalışmayı yapmamı söyledi 1959 yılı başlarında çok değerli hocam merhum ve mağfûr Hasbekli Hoca diye ma'rûf olan Mü'min Akan'a konuyu anlatdım O da memnûniyyet ile karşıladı Ben de onunla birlikde 1962 yılına kadar gerekli çalışmaları yapdım ve "Tecvîd İlmi - Kur' ân -ı Kerîm Okuma kâıdeleri " isimli kitâbımı hazırladım 1 1962 yılı Eylül ayında Ankara'ya giderek merhum hocam Prof Dr M Tayyib Okiç ile görüştüm Fakat sebebini anlayamadığım bir nedenle bu konu ile ilgili kürsünün 1 -Bu kitap, daha sonraları İslâm Mecmuası sâhibi Kemâleddin Şenocak vâsıtası ile merhum Hasan Basri Çantay beyin tasviblerine arzedildi O da, altı ay gibi bir incelemeden sonra bır takdim yazısı ile kitabı beğendiğini ifâde etti Merhûmun bu takdim yazıları, "Tecvîd ilmi" kitâbımın baş tarafına konulmuşdur Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 2 kendisinde olmadığını söyleyerek beni bir kaç kere atlatmaya çalıştı O sırada A Ü rektörü olan hocam Prof Dr Neşet Çağatay'a konuyu anlatdım Bir kaç kere Sıhhıye ile Dışkapı arasında gidip geldim Son gidişimde Neşet Çağatay, bu konu ile ilgili resmî broşürü göstererek bu kürsünün ken disinde olduğunu söyledi Bunun üzerine oradan ayrıldım ve -Ondört asırdan beri bu dîne hizmet edenler böyle bir sıfatla mı çalıştı? diyerek - böyle bir çalışmayı yapmaktan vaz geçtim 2 Bu hâdiseden bir gün sonra o zaman Din Eğitimi Müdürü olan çok d eğerli hacam merhûm ve mağfûr Kemâl Edip Kürkçüoğlu'nu ziyâret etdim ve hazırlamış olduğum kitâbı gösterdim, çok beğendi O sıralarda Kayseri İmâm -Hatip Okulu müdürü olan Cemâl Cebeci bey, Din Eğitimi Şube Müdürlüğüne atanmış olduğundan yerine bir atama ya pılmamışdı Bana "Seni Okul Müdürü olarak atasam olur mu?" dedi Ben de "Siz bilirsiniz, efendim" dedim ve yanından ayrıldım 3 2 -Bu hâdiseden dokuz sene sonra Diyânet İşleri Başkanlığı'nda daire başkanı olarak çalışmaya başladığım sırada kendisini ziyâr ete gitmiştim Kendisine sitem etdiğimi duymuş olduğundan çok özür dileyerek bir hata yapmış olduğunu ifâde etdi Bundan bir müddet önce, "Azîz taleben Celâlüddin Karakılç'a, muhabbetlerimle, Ankara, 29 -XII -1963" ifâdesi ile takdim etmiş olduğu "Kur' ân-ı Kerîm'in Üslûb ve Kırâati" isimli küçük kitâbının 24 cü sayfasındaki dip notda, "Kayseri İmâm -Hatib Okulu müdürü, değerli talebem, Celâlüddin Karakılıç'ın, -Tecvîd ilmi, ديوجت ملع , Kur'ân -ı Kerîm Okuma Kâıdeleri - adlı yeni ve kıymetli eserini bur ada kaydetmekle bahtiyarım" ifâdesini kullanmışdır Kendisini rahmet ve mağfiret ile anmak yine büyük bir kadirşinaslık olur 3 -Bu hadiseden kısa bir müddet sonra benim müdürlük kararnâmem geldi ve müdür olarak çalışmalara devam etdim Bu sırada Kayserili bir meslektaşımızın müdür olmasını arzu eden ve benim müdür olmamı arzu Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 3 O zaman Maltepe'de bulunan Din Eğitimi Dairesi'nin uzun ve dar koridorunda ilerlerken arkamdan "Celâl" diye çağırdı Ben d önüp yanına vardığımda "Millî Eğitim Bakanı Şevket Râşit Hatipoğlu benim Türk Ocağı'ndan arkadaşım olur Üçüncü bir Yüksek İslâm Enstitüsü açmak istiyor Bu işi Kayseri yapabilir mi?" diye sordu Ben de hiç tereddüt etmeden "Yapabilir, efendim" dedim Bunu n üzerine O da "Hemen git çalışmalara başla" dedi Kayseri'ye gelince öğretmenler odasında bulunan arkadaşlara konuyu anlatdım Onlar da büyük bir sevinç içerisinde hemen işe başlamayı uygun buldular Kısa bir zamanda dernek çalışmalarına başlayarak İmâm -Hatip Okulu etmeyen ba'zı kimselerin arzûsu ile, Kemâl Edip Kürkçüoğlu "Benim tayinimi, Konya Yüksek İslâm Enstitüsü Kur'ân -ı Kerîm öğretmenliğine çıkardı Fakat ben, buradaki çalışmalarıma devam etmeyi, ihtiyar anne ve babalarımızın bulunması nedeni ile aynı görevde kalmayı, tercih ettim Bunun üzerine değerli arkadaşım başka bir okula müdür olarak atandı Daha sonraları ba'zı kişilerin aleyhimde çalıştığını haber almaya başladım, Fakat bu nların kim olduklarını bilmiyordum ve üzerinde de durmuyordum Yıllar sonra hiç de ihtimal vermediğim bir talebem, diğer talebem Mehmet Soyal ile birlikde bir Ramazan bayramında gelerek aleyhimde çalıştığını, bunun için özür dilemeye geldiğini söyledi Ben de "Ben onları Allâhü Teâlâ'ya havâle ettim Sen işini onunla hallet" dedim ve hoş karşıladım Eşim Sabahat ise, onun da hocası olmasına rağmen yanına çıkmadı Kusurum da, arkadaşı Osman Aşçıoğlu'nu müdür yardımcısı yapmışım, onu yapmamışım Bir g ün müdür odasında bulunduğum bir sırada kapı açıldı Sağ eli kapının kolunda, bir ayağı içerde, diğer ayağı dışarda olarak "Kayseri'de sizi araştırdım Sizin hiç bir kimseniz yok" dedi Ben de "Benim Allâh'ım var" diyerek cevab verdim O da kapıyı kapatıp gitti Buna rağmen değerli talebem ve melekdaşımın bu şekildeki diğer ba'zı söz ve davranışları karşısında iyi niyetimi de hiç bir zaman elden bırakıp karşı tavır almadım Fakat damlayan damlalar taşı delememişti ama orayı ıslatıp aleyhimde iz bırakmıştı Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 4 Yaptırma ve Yaşatma derneği tüzüğünde ba'zı değişiklikler yaparak çalışmalara başladık Arkadaşlar, israrla benim dernek başkanı olmamamı istediler ise de ben, merhum Mehmet Çorakçı beyin dernek başkanı olmasını ve işlerin yine benim tara fımdan yürütüleceğini söyledim Onlar da ister istemez kabul etdiler 4 Bundan sonra enstitünün yapılacağı arsa konusu konuşulmaya ve ba'zı çalışmalar yapılmaya başlandı Bu sırada muhtelif arsalar gesterildi ise de -ben başta olmak üzere - bir kısım arkadaşlarımız bu arsaların uygun olmadığı fikrini savunduk ve Talas caddesi üzerinde bir yerin olmasını tavsıye etdik O sırada Kayseri vâlisi bulunan merhûm Kâzım Atakul da bizim fikrimizde idi Yine bu sırada yapılacak binanın plân ve projesi ü zerinde çalışmalar da yapıyorduk Fakat, yönetim kurulunda bulunan arkadaşlar benim fikirlerimi kabullenmekde biraz zorlanıyorlar ve basit bir binâ ile yetinilmesini istiyorlardı Bu çalışmalarımız esnâsında merhûm Hamdi Eskici beyin amcası, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Müdür yardımcısı Ömer Eskici bey, bizimle ilgilenmeye başladı Bu muhterem kişi on sene Amerika'da kalmış, tahsil görmüş çok tecrûbeli bir mâden mühendisi idi Yönetim kurulundaki arkadaşlar onun tavsiyelerini ve yönlendirme lerini daha kolay kabul edebiliyorlardı 5 4 -Bu sûretle yönetim kurulunda merhûm Mehmet Çorakçı, Abdullâh Saraçoğlu, Hacı Mehmet Küçükçalık, Hacı Ali Soyal, Hacı Mehmet Hamurkâr, Selçuk Karakimseli, Dr Mustafa Mıhçı görev alarak bu işin öncülüğünü yapmaya başladılar 5 -Bu sırada, -kendisi değerl i bir maden mühendisi olduğundan -Amerika'lılar kendisine otuzbin dolar maaş vererek Amerika'ya da'vet etdiler Fakat Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 5 Bunun için onunla birlikde plân ve proje çalışmalarına başladık Dînî konuları ve dîn eğitimi ile ilgili şey'leri ben ona anlatıyor, konuları iyi idrak ediyor, o da teknik konuları dile getirerek imâm -Hati p Okulu'nun müdür odasında gecenin geç saatlerine kadar çalışıp konuyu olgunlaştırmaya çalışıyor ve Yönetim Kuruluna arz ediyorduk Bi'l -hâssa o, her hafta sonu Ankara'dan Cumartesi günleri geldiğinden haftalarca süren bir çalışma netîcesinde enstitüde ve inşaatde ihtiyaç duyulacak (35) sayfalık bir plan ve proje taslağı hazırladık 6 Aslında biz bu çalışmalarımızı -Hadîs, Tefsîr, Fıkıh gibi - onyedi fakülte ve yüksek okulu bünyesinde bulundurabilecek bir şekildeki İslâm Üniversitesi için yapıyorduk Bu çalışmalarımız esnâsında merhûm Ömer bey, "Biz belki bu fakülteleri bu şekilde açamayız, hiç olmazsa bu konuları dört senelik Yüksek İslâm Enstitüsü üzerine ikişer senelik bir ihtisâs şeklinde yapmaya çalışalım" teklîfinde bulundu Bu teklif de uygun gö rüldüğünden bu yönde çalışmalar yapıldı Bunun için hâlen mevcut bulunan ana binânın üçüncü katı yirmişer kişilik küçük sınıflar hâlinde düşünüldü, plân ve projeler de ona göre hazırlandı Fakat bu üçüncü kat hâlen yapılmış değildir Bu fakülte veyâ ihtisâs kısımlarının öğretim görevlileri de yurt içinden veya dışından ehil kişilerek bulunarak te'mîn edilecek, resmî maaşlarına ilâve olarak vakıf tarafından kendisi "Biraz da memleketime ve dînime hizmet edeyim" diyerek bu teklîfi kabûl etmedi 6 -Bu taslak, bina yapılmaya başlanınca, tarafımdan o zaman seçimle son defa müftülük makamında bulunan müftü Halîl Halîloğlu'nun müftü kâtibi olan ve dernek üyesi bulunan merhûm Abdullâh Saraçoğlu'na teslim edilmişdi Fakat bu (35) sayfalık dosya hâin eller tarafından çalınarak yok edilmiş ve bir daha bul unamamışdır Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 6 kendilerini tatmîn edecek ek para verilecek, yeni me'zûn olup da bu konularda çalışmak isteyen Yüksek İslâm Enstitüsü ve İlâhiyat Fakültesi me'zunları bunların yanında yetiştirilecek, bu sûretle de kısa bir zamanda öğretim görevlisi sıkıntısı çekilmeyecekdi Merhum Ömer beyin kendisi de ingilizce dersi için yeterli bir eleman olarak düşünülmüşdü Bu çalışmalar bu şekilde devam ederken bir taraftan da bu enstitünün nereye yapılacağı tetkîk ediliyordu Merhum Kayseri vâlisi Kâzım Atakul mühendisler odası ile toplantılar yaparak iş birliği yapıyor ve onlardan fikir alıyordu Netîcede onların kend i aralarından seçtikleri üç kişilik bir hey'et bu araştırmayı yapacak ve netîceyi bir rapor hâlinde vâli beye sunacaklardı Nitekim netîce öyle oldu Bu üç kişilik hey'etin hazırlamış oldukları raporda, Yüksek İslâm Enstitüsünün, Argıncık tarafındak i bir vakıf arazizi olan şimdiki sebze hali taraflarına yapılması uygun görülmüşdü Merhûm Mehmet Çorakçı beyle vali beyi ziyâret edip durumu sorduğumuzda, -kendisi Talas tarafına istemesine rağmen - "Bir vâli olarak fen elemanlarının gösterdiği yere yaptırmak mecbûriyetindeyim" dedi Bu arada ben, "Efendim, müsâade ederseniz bu hey'et ile bir kere görişelim" dedim O da "olur" cevâbını verdi Mehmet Çorakçı beyle mühendislerin yanına giderken o zaman CHP millet vekili olan Bahri Yazır karşı geldi Nereye gitdiğimizi sordu Biz de durumu anlatdık O da "Öyle ise ben de sizinle berâber geleyim" dedi ve mühendislerin yanına varıp konuştuğumuzda ileri sürülen fikirlerin doğru olmadığını söleyip onları iknâ etdik ve raporlarını şimdiki İlâh iyat Fakültesinin bulunduğu arsaya yapılması şeklinde düzelterek Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 7 tastik ettirdik Durumu vâli beye arz edince O da böyle bir durumdan çok memnun oldu Çünkü kendisi, böyle yüksek bir okulun Talas taraflarında yaptırılmasını, Talas yolunu çift yol yaptırıp troleybüs getirmeyi, -belki de üniversite fakültelerini ve yapılması düşünülen yüksek okulları - oralara yaptırmayı düşünüyordu 7 Bu sırada Kayseri Belediye Başkanı olan merhum Mehmet Çalık beyi ziyaret ederek durumu anlattık ve bize yardımcı olmasını istedik O da Talas yolu civârında istediğimiz yeri hemen şehir plânına alarak meclisten geçireceğini, Ankara'dan tastikinin de bizim yaptırmamızı söyledi Biz de bu günkü İlâhiyat Fakültesi'nin bulunduğu, cephesi (500) derinliği (250) m olan (500 x 250) m arsayı teklif etdik Bu sûretle gerekli işlemler yapılmaya başlanıp tamamlandı Yol kenarında ve diğer yerlerde olan tarlalar, sâhiplerinin muvâfakatı ile vakıf tarafından m 2 si (2,5) liraya satın alındı Arsanın ortasından geçmekde olan eski Talas yolu Belediyenin olduğundan merhum Mehmet Çalık bey de o kısmın m 2 sini on 7 Bu çalışmalar esnâsında ara sıra Mehmet Çorakçı beyle Ankara'ya gidiyor, o sıralarda Kayseri millet vekili olan merhum Hüsnü Dikeçligil ile görüşüyor, müşkillerimizi onun yardımı ile hallettirmeye çalışıyorduk Bu sırada Başbakan yardımcısı merhum Turan Feyzioğlu ile bir iki kere görüşmüş idik, fakat istediğimiz ilgiyi pek görememişdik Yine bir gün Ankara'ya giderek Başbakanlık koridorunda Hüsni Dikeçligil beyi bekliyorduk Koridorun öbür tarafından geçmekte olan merhûm Turan Feyzioğl u bizi görünce yanına çağırdı "Sizin konunuzu inceledim Memleket için faydalı olacağını gördüm Bunun için size yardım edeceğim" dedi ve bizi odasına götürerek Kayseri vâlisi Kâzım Atakul'a telefon ederek her türlü yardımın yapılmasını söyledi Bundan sonra bizim çalışmalarımız oldukça kolaylaşdı Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 8 kuruş sembolik bir fiatla vakfa sattı Bu sûretle enstitünün arsası istenilen şekilde te'min edilmiş oldu Yapılacak olan binâların plân ve projeleri de, Ankara Türk Sıtandartları Enstitüsünün mimar -mühendisi olan şahsa yaptırılarak inşaatın yapım safhasına geçildi Temel atma töreni, merhu m Mehmet Çorakçı beyin Kayseri Ulu Câmi'sinde (Câmi Kebîr'de) yapmış olduğu bir va'z ile halka duyuruldu O zaman Kayseri'de -Dokuz Osmanlılar diye tanınan birkaç sapık kimseden başka - her hangi bir cemaat ve tarîkat gurubu olmadığından herkes birlik ve be râberlik içinde idi Bunun için bir gün sonra kazma ve küreklerini alıp gelen kalabalık bir müslümân topluluğu tarafından temel kazılıp törenle inşaata başlandı Halk coşkulu idi Kayseri'de bulunan devlet erkânı ve yirmi kadar mühendis de bu törende hazır bulunmuşlardı Bu coşkulu hâli gören Güventürk Paşa, "Bunlar nedir?" deyince ben de "Allâhü Teâl'a'nın askerleri" cevâbını verdim O da "O ne demek" diyerek sertçe bir karşılık verdi Aradan bir müddet geçtikden sonra binânın temelleri bir metre ka dar yükselmişdi ki Millî Eğitim Bakanı Şevket Râşit Hatiboğlu bakanlıkdan ayrıldı 8 Yerine İbrâhim Öktem bakan 8 -Şevket Râşit Hatiboğlu, bakan iken bir gün Kayseriye gelmişdi Bacanağı olan merhum Ârif Molu merhûmun evinde toplanarak görüşmeler ve sohbetler yaptık Bu arada bize, İmâm -Hatrip Okullarının sayısını kırka çıkarmak azminde ve niyetinde olduğunu, bunun için de aleyhinde konuşulup lehinde konuşulmamasını tavsıye etti Fakat nasip olmadı Bir gün kendisine bir tavsıye mektûbu götürmek için Ârif Molu beyin yazıhanesine gitmiştim Sohbet esnâsında "Ben ve bizi m Şevket Halk partiliyiz İnönü de Halk partili Fakat İnönü sosyalist, bizim Şevket milliyetçi Bu sıralarda milliyetçiler faal bir durumda olduğu için İnönü onu Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 9 olmuşdu Çalışmalarımızı ve binânın durumunu ona bir mektup ile bildirdik O da cevâbî yazısında inşaatın derhal durdurulup yapılmamasını emretmi şdi Bu yazıyı alınca hemen Mehmet Çorakçı beyi okula çağırdım Durumu berâberce müzâkere ettikden sonra -iki üç kişinin dışında - hiç bir kimseye haber vermeden bu durumun önüne geçmeye ve inşaatın devam etmesine çalıştık Hatta bir kısım yönetim ku rulu arkadaşları bile haberdar etmemiş idik Çünkü böyle bir durumu halk duyarsa büyük bir infiâlin olacağını çok iyi biliyorduk İkimiz birlikte Ankara'ya giderek o zaman Başbakan Yardımcısı olan Turan Feyzioğlu'na durumu anlatmak istedik Kendisi, Pazartesi günü yapılan bir toplantıda idi Toplantının bitmesini bekledik Başbakanlık kapısından çıkarken bizi görünce arabasına aldı Çünkü Avrupaya gitmek üzere olduğundan uçağa yetişmek mecburiyyetinde olduğunu söyledi Biz, işimizin Millî Eğitim Baka nı ile olduğunu söyleyince yanında bulunan Millî Eğitim Bakanı'na "Öktem, sen de arabaya bin" dedi, o da bindi Araba içinde söylediklerimizin hepsini, bakan bey red etti Bunun üzerine Turan bey, "Öktem, şimdi uçağa yetişmek mecbûriyyetindeyim Çarşamba g ünü geleceğim Öğle yemeğini berâberce yiyelim" dedi O da "Olur" cevâbında bulundu Bize de "Siz de o gün öğleyin gelin" dedi Evine varınca kapıdan hanımına "Avrupaya gidiyorum Çarşamba günü geleceğim Öğle yemeğinde de misafirlerim var Hazırlıklı bulu n" diyerek içeri girmeden vedâlaşıp evinden ayrıldı Bizi de, yol üzerinde uygun görülen bir yerde indirip yoluna devam ett Millî Eğitim Bakanı yaptı İşi bitince bakanlıkdan alır" dedi Hakîkaten aradan üç ay kadar b ir zaman geçmişti ki Ârif Molu merhûmun dediği oldu Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 10 Çarşamba günü öğleyin Turan beyin evine gittik Mühendisi de götürmüş idik Biraz sohbet etdikten sonra Millî Eğitim Bakanı İbrâhim Öktem bey geldi Durumu anlattık Plân ve projeleri yere serip açarak yapılacak işleri anlattık O da "Sekiz sene sonraki emellerimize uygundur Gidip inşaata devam edebilirsiniz" 9 dedi Biz de oradan ayrılarak Kayseri'ye gelip hiç bir şey' olmamı ş gibi inşaata devam ettik Bu çalışmalarımız esnâsında vâli Kâzım Atakul merkeze alınmış yerine başka bir vâli ta'yin edilmişdi Kemâl Edip Kürkçüoğlu da görevden alınarak yerine Ali Rızâ Özgüç, ondan sonra da İsmet Parmaksızoğlu genel müdür olmuşla rdı Bu arada İsmet Parmaksızoğlu, iki kere dernekle olan ilişkimin kesilmesini istedi Fakat ben -her şey'i göze alarak - yine aynı şekilde çalışmalarıma devam ettim Çünkü benim dernekle olan ilişkim kesilince bir çok işlerin aksıyacağını çok iyi biliyorl ardı İnşaat bitmek üzere idi ki bir akşam vakti yönetim kurulu üyesi bulunan Dr Mustafa Mıhçı bey, o zaman oturmakta olduğum okul lojmanının kapısını çaldı "Ömer Eskici beyi bir trafik kazasında kaybettik" dedi "Ben de Eyvâh, işlerimiz sekteye uğ radı desene" diyerek üzüntümü belirttim Çünkü yönetim kurulu üyeleri, onun basîretli ve tecrûbeli görüşlerinden mahrum kalmışdı Netîcede okul inşaatı tamamlanıp 1965 -1966 ders yılında Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün açılması çalışmalarına başla ndı Hazırlıklar yapılıyordu Kariyerli bir Müdür ve 9 -Böyle bir ifâde her halde hesaplı kitaplı bi r şey'di ki sekiz sene sonra oniki mart hadisesi vukû' bulmuşdu? Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 11 öğretim üyeleri aranıyordu 10 Bunun için Ankara'ya giderek İlâhiyat Fakültesi'nde Doç Dr Hüseyin Yurdaydın gibi kimseler ile görüşerek böyle bir görevi kabul etmelerini söyledim Bu arada -bir idâreci ol arak bildiğim, fakat onlara söylemediğim ba'zı konular için - arkadaşlarıma dikkatli ve uyanık olmalarını, kararlaştırılan prensiplerden ta'vîz vermemelerini, ara sıra hatırlatıyordum Daha önce de Sayın Demirel'in parti başkanı olmasında Kayseri'lilerin bü yük rolü olmuştu İstediğimiz ba'zı konuları Onun yardımı ile elde edebilirdik Üstelik seçimler yapılmış, Sayın Demirel Başbakan olmuşdu Ne yazık ki arkadaşlarım, ba'zı çalışmalarını benden gizli olarak yapmaya başlamışlar ve Ankara'daki ba'zı kimselerin ve genel müdürün te'siri altında kalarak onların yönlendirmelerine alet olmuşlardı Bu durumu öğrenince bütün emeklerimizin, bi'l -hâssa yediden yetmişe hayır sâhibi Kayseri'lilerin emeklerinin karşılığını göremiyeceği kanaati bende uyandı 11 Bunun için de 10 -Bu sırada Sayın Demirel'in Milli Eğitim bakanı Bilgehan olmuştu Daha önce hazırlanan ve tamim edilmesi mümkün olmadan bakan değişikliği olan ve en mühim maddelerinden birisinin "Kur'ân -ı Kerîm'in bundan sonra lâtin hatfleri ile okutulması" ile ilgili ol an tamim, henüz bir aylık bakan olan Bilgehan imzası ile geldi Ben başta olmak üzere ba'zı arkadaşlarımız ile birlikde, -karşılaşacağım güçlükleri göze alarak - bu konuya itiraz etdik ve ba'zı siyâsîler yardımı ile de bu tamimi geri aldırdık Bu arada bir hoca arkadaşımın -Bunu tatbik etse idin ne olurdu?" demesi, bana karşılaşacağım güçlüklerden daha ağır gelmişdi Çünkü uzun yıllar çalışarak ikiyüz sayfalık bir Tecvid kitabı hazırlamış bir kimse olarak böyle bir yolun açılmasının -Kur'ân -ı Kerîm'i tahrîf olacağından - küfre kadar gidebileceğini biliyordum Meslektaşım, herhalde bu husûsu düşünmemeşdi 11-Yediden yetmişe Kayseri halkının bu yardımları hakkında bir çok ibretli hâtıralarım vardır ki onlardan bir kaçı şöyledir: Bir yaz tatilinde okulda bir ben, bir de müstahdem vardı Çarşafına bürünmüş ihtiyar yaşlı bir kadın bastonuna dayanarak okula gelmiş, Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 12 emeklerimizin heder olduğu kanâatine vararak dernekle olan ilişkimi kestiğim gibi İmâm -Hatip Okulu Müdürlüğünden de istifa edip ayrıldım Çünkü Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü, hastalıklı olarak açılmışdı Aradan bir müddet geçtikden sonra yeni açılmı ş bulunan Niğde İmâm - Hatip Okulu Meslek Dersleri öğretmenliğine müstahdem tarafından yukarı çıkarılarak odama girmişdi İçeri girince "Oğlum, bir dîn mektebi yapıyormuşsunuz, ona biraz yardım etmeye geldim" dedi ve oturdukdan sonra göğsünden bir mendil içerisinde büyük bir altın çıkarıp verdi Dernek makbuzunu çıkarıp yazarken "Teyze adın nedir?" diye sordum O da "Oğlum benim adımı Allâh yazar" diyerek söylemedi Bir kaç kere sord um, yine aynı şey'i söyledi O gitdikten sonra o zaman dernek üyesi olan merhum sarraf Ali Soyal beye telefon ederek durumu söyledim O da "O altın herhalde çok para eder" dedi Götürüp bozdurduğumuzda beşbin küsûr lira etdi Bu sırada benim maaşım yüzaltm ışyedi küsûr lira idi Bir gün dernek üyelerinden merhum Hacı Mehmet Küçükçalık, Mehmet Çorakçı ve ben, çarşıda para toplamaya çıkmıştık Şekerciler çarşısında uzun boylu bir hammal vardı Yanımıza gelerek kendisinin de yardım edeceğini söyledi Koy nundan bir mendil dolusu bozuk para çıkardı Yüz para, beş kuruş, on kuruş gibi olan bu parayı nekadar zamanda biriktirmişdi bilmem Câmi kebir'in avlusunda bulunan duvarın üzerine koyup saydık Hepsi altmışyedi küsur lira idi Hepsini bize verdi Yine bir gün dernek üyelerinden Hacı Mehmet Küçükçalık, Selçuk Karakimseli ve ben, Bankalar caddesinde para toplamaya çıkmış idik İş bankasının karşısındaki binanın ikinci katında bir terzi dükkanına giriyorduk Arkadan birileri "Orası ermeni" dedi Fakat biz içeri girmiştik Tahmînen otuzbeş yaşlarında olan terzi, küçük bir çocuk ile peynir ekmek yiyordu Elini cebine sokarak beş lira çıkardı ve "Amca fazla param yok, yoksa böyle bir okula daha fazla para verirdim" dedi Bundan sonra şimdiki İskende r lokantasının altında bulunan bir eczâneye girdik Eczâne sâhibi, Kayseri Lisesi'nde benimle aynı devreden idi "Zihniyetime aykırı olan bir yere para veremem" deyip içeri kaçtı ve bir daha dışarı çıkmadı İbret almasını bilenlere ne mutlu Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 13 atandım Orada çalışmalarıma başladım Aradan altı ay kadar bir zaman geçmemişti ki Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün için için kaynadığını ve bir takım huzursuzlukların olduğunu işitmeye ba şladım Korktuğum ve vukû' bulmasından endîşe ettiğim şey'ler meydana gelmeye başlamıştı Üzüldüm, ama ne çâre ki o tezgâhı hazırlayanlar işlerini iyi plânlamışlar, bizim arkadaşlarımız ve çalışmalarımız da gafletimizin esiri olmuştu Kur'ân -ı Kerî m'i her zaman okuduğumuz halde, sanki, ينلفاغلا نم نكت لآو لآأ "Dikkâtli olun, gözünüzü dört açın Sakın ğaflet ehlinden olmayın" 12 tenbîhatlarını unutmuş gibiydik Bunun için de Kayseri ve Kayseri halkı, -şimdiye kadar - Yüksek İslâm Enstitüsü'nden beklediği -geçmiş âlimlerin hizmetleri gibi - Ehl -i sünnet yolundaki hizmetleri, İslâm'ın rûhuna uygun olarak bulamamışdır Hâlen de öyledir ىدلها عبتا نم ىلع ملآسلا و "(Dünyâda ve âhiretde) selâm (ve selâmet) , hidâyete (doğruya, Hakk'a ve hakîkate) tâbi' olanlaradır" 13 28 -03 -2008 Ali Celâleddin Karakılıç Not: Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki bu hâtıralarım, 28-03-2008 tarihinde Fakülte Dekanlığına verilmişdir    12 -A'râf , 205 13-Tâ-Hâ, 47 Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nün yapılışı ve açılışı hakkındaki hâtıralarım 14 1963 -Nisan ayı başlarında Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü’nün temel atma merasimindeki ilk harcın atılış ânı